Bisiklet secimi bitmeyen, bitmeyecek bir konu. Sürekli olarak teknolojinin geliştiği, değiştiği, yeniliklerin piyasaya sürüldüğü bir dünyada haliyle ihtiyaçlar, hedefler de sürekli olarak değişiyor. Bu doğrultuda bisiklet seçimine yönelik sorular da bir değişim içinde. Tecrübelerimiz doğrultusunda en çok gelen sorular derledik. Haliyle bisiklet seçimini veya bisikleti konu alan bütün soruları sıralamanın imkânı yok, dolayısıyla bunlar dışında sorunuz varsa MTBTR Forum’a başvurmak atabileceğiniz en kolay adım. Yazının hemen başında belirtelim, bu metnin ikinci kısmı kadınlara özgü soruları içeriyor, dolayısıyla kadın okuyucularımız isterlerse yazıya oradan başlayabilirler. Bisiklet, donanımı, tamiri, bisikletçi sağlığı vb. konularda MTBTR arşivi şu anda yüzlerce makale ile Türkiye’nin en geniş ve kapsamlı arşivi. Dolayısıyla bisiklet hakkında aklınıza gelebilecek neredeyse her konudaki soruya cevap bulmanız mümkün. Sayfamızda gezinmekle de kafanızdaki soruların pek çoğunu cevaplayacağınıza, bisiklet konusundaki bilginizi arttıracağınıza eminiz. Sorulara geçmeden önce bir dağ bisikletinin hangi parçalardan oluştuğunu ele alan yazımıza bağlantı verelim. Bisikletin Temel Parçaları yazımızda aşağıdaki resimde gördüğünüz parçalar ve bunların temel özelliklerini ele aldık. | Bisikletin temel parçaları | Gelelim sorularımıza: Sabit kadro/ön amortisör mü, yoksa çift süspansiyon mu? Sabit kadrolu, önde amortisörlü bisiklet mi yoksa çift süspansiyonlu bisiklet mi sorusu bisiklet seçiminde en temel sorulardan biri. Sabit kadrolu bir bisiklet sorun çıkarmayan, stressiz bir bisiklet, çünkü –doğru donanımla- sadece birkaç parça bakım gerektirir. Aynı fiyattaki bir çift süspansiyonlu bisiklete oranla daha hafiftir, donanımı haliyle daha iyidir. Öte yandan çift süspansiyonlu bisikletin konforu daha yüksektir, kullanımı daha kolaydır, zeminle temâsı kaybetmediği için yolu daha emin kavrar. Ama aynı fiyat sınıfındaki sabit kadrolu bir bisikletten daha ağırdır, daha kötü bir donanıma sahiptir. Genel olarak ne tür bisiklet seçileceği kullanım sahası göz önünde bulundurularak verilmesi gereken bir karardır diyerek bir sonraki soruya geçelim. | Sabit kadro ve cift süspansiyonlu | Hangi bisiklet hangi kullanım sahası için? | Kullanım sahası çizelgesi | Yukarıdaki çizelge sanırız sorunun cevabını etraflıca veriyor. kullanım sahası ve amacına uygun bisiklet seçimi alınacak zevk ve verim için birinci sırada önemli. Elbette tepe inişi için seçilecek bir bisiklet ile hafif arazi sürüşü için seçilecek bisiklet birbirinden farklı olmalı. MTBTR’de Yazı: Dağ Bisikleti Tipleri İyi bir kadro mu, iyi bir donanım mı daha önemli? İyi bir kadro olmadan en iyi donanım da işe yaramaz. Ayrıca iyi bir kadro üzerinde zaman içinde model gelişimi yapmak mümkündür. Öte yandan „kem âlat ile kemâlat olmaz“ sözünün de belirttiği gibi, kötü donanımla bir yere varılmayacağı da aşikâr. Dolayısıyla ağırlığı bir nebze kadroya vererek kadro ile donanım arasındaki dengeyi korumaya çalışmak en mantıklısı. Hazır bisiklet mi almalıyım, toplamalı mıyım? Dağ bisikleti piyasasının büyük olduğu ülkelerde sorunun cevabı açık, hazır bisiklet daima daha ucuz, hele de sonbahar gibi sezon sonu dönemlerde indirim furyalarında. Türkiye gibi İstanbul’da iki elin parmaklarını geçmeyen kalburüstü dükkânın bulunduğu bir ortamda haliyle işler biraz değişiyor, yeri geldiğinde toplama bisiklet hazır bisikletten daha hesaplıya geliyor. Arkasında yatan nedenler çeşitli, düzgün bir ithalat sisteminin yerleşmemiş olması, yeteri kadar talep olmaması, ufak partilerle getirilen ucuz parçalar… Kadro geometrisi ne demek? Bisikletin kadrosu tasarlanırken haliyle belirli açılar, ölçüler değerlendiriliyor. Boruların uzunlukları, yükseklikleri, aralarındaki açılar kadronun kullanım özelliklerini, biniş esnasında verdiği tepkileri doğrudan etkiliyor. Dolayısıyla kadro geometrisi, yani boru uzunluğu/yüksekliği ve aralarındaki açıların bütünü bisikletin kullanım sahasına göre değişiyor. Bir bisiklet kadrosunda aşağıdaki çizelgede gözüken ölçüler bulunuyor, bu ölçülerin ne ifade ettiklerini öğrenmek için de yazımız hazır. | Kadro geometrisi | MTBTR’de Yazı: Kadro Geometrisi Uygun kadro boyunu nasıl hesaplamalıyım? Önce, kadro boyu nedir? Bugün istisnalar olsa da giderek yayılan kadro boyu ölçümü yukarıdaki çizelgede [A] doğrusu ile ölçülen yükseklik. Bisikletten zevk ve verim almak için ideal kadro boyunu hesaplamak elzem. Dikkat edilecek nokta vücut boyu üzerinden kadro boyu hesaplamanın nispeten yanıltıcı olabileceği, en sağlıklı hesaplamanın apış yüksekliği üzerinden yapılması gerektiğidir. Bunun için de apış yüksekliği x 0,57 formülü santimetre cinsinden dağ bisikletçiliğinde kadro boyunu veren en sağlıklı formüldür. Apış yüksekliği ise Leonardo’nun çizimi ile göstermek gerekirse X mesafesi. Yine çizimde olduğu gibi dik dururken, ayakkabısız ölçülecek. | Apış yüksekliği | Kolaya kaçmak isteyenler için aşağıdaki çizelge de işe yarar. | Boy - Kadro çizelgesi | İki kadro boyunun tam arasındayım, hangisini seçmeliyim? Fazlasıyla sık rastlanan bu durumda numarasız gözlük gibi herkese uyacak bir cevap yok. Genel olarak kural sportif kullanım için ufak kadronun çevikliği ile öne çıktığı, gezi tipi kullanım için de büyük kadronun konforu ile. Ufak kadro bir nebze uzun gidon boğazı ve kırık sele borusu (bkz. aşağısı) ile „uzatılabilir“, büyük kadro daima büyük kalır. Dolayısıyla burada yapılması gereken bir deneme sürüşü. Deneme sürüşü lazım mı? Ne kadar sürmeli? Deneme sürüşü bisikletin sadece kadrosunun değil, aynı zamanda bütün donanımının bisikletçiye uyup uymadığını kesin olarak belirlemek için şart. Baştan söylenmesi gereken en kısa deneme sürüşünün bile deneme sürüşü yapmamaktan daha iyi olduğu. Lâkin dağ bisikleti gibi bir alet için de 5 dakika otoparkta dolaşmanın ne ifade edeceği muamma. Dolayısıyla deneme sürüşü gerekli, ne kadar uzun ve değişken şartlarda olursa o kadar iyi. Ne kadar süspansiyon mesafesine ihtiyacım var? Bu soru da bayağı üzerinde tartışılabilecek bir soru. Haliyle daha zor, daha engebeli yollar için daha fazla süspansiyon mesafesine ihtiyaç var. Süspansiyon mesafesi arttıkça konfor da artıyor, yani hafif engebeli bir yolda 120mm’lik bir amortisör 80mm’lik bir amortisöre oranla haliyle daha konforlu. Ancak madalyanın bir de arka yüzü var. Süspansiyon mesafesi arttıkça birincisi bisikletin geometrisi ve dolayısıyla kullanım özellikleri değişiyor, ikincisi süspansiyon öğesinin ve dolayısıyla bisikletin ağırlığı artıyor. MTBTR’de Yazı: Amortisör Alırken Dikkat Edilecek Hususkar Amortisör yaylı mı havalı mı? Havalı amortisörlerin çok büyük bir üstünlüğü var, yay olmadığı için haliyle daha hafifler. Havalı amortisörlerin ilk serilerinde gözüken progresif yay eğrisi sorununa da bugünkü havalı amortisörlerde rastlanmıyor. Kezâ havalı amortisörlerin sağlamlığı da bugün ileri seviyede. Elbette bütün seviyeye yayılmış olan yaylı amortisörün yoğunlaştığı iki saha var, bunlardan birincisi giriş seviyesi amortisörleri, ikincisi ise serbest sürüş gibi süspansiyon öğelerini gerçekten çok zorlayan sahalar. Onun dışında çelik yaylı amortisörlerin doğrusal yay eğrileri, uzun ömürleri hâlâ elbette büyük artılar. Pek çokça başa gelmese de havallıamortisörün bozulması durumunda yolda kalmak kaderken yaylı amortisörde böyle bir sorun yok. MTBTR’de Yazı: Temel Amortisör Terimleri Asgarî amortisör donanımı ne olmalı? Bugün üç aşağı beş yukarı bütün amortisörlerde olan bir özellik var, o da negatif sıkışma mesafesinin (bkz. bir önceki maddedeki yazı) ayarı. Onun dışında amortisör geliştikçe donanımı da artıyor. Özellikle amortisörün sıkışmasından daha önemli bile diyebileceğimiz bir işlevi var, o da tepme kontrolü. Bu konuda da teferruat bir önceki maddedeki yazıda bulunuyor. Giriş seviyesindeki amortisörlerde bugün bile elastomer/sürtme ile gerçeklesen bu işlem amortisörün seviyesi ilerlediğinde hidrolik olarak yağ üzerinden gerçekleşiyor. Amortisör sadece bir yay olmaktan çıkarıp amortisör yapan ve tepkisi ile çalışma veriminin çok büyük bir kısmını belirleyen tepme kontrolünün haricî olarak ayarlanabilme seçeneği bir amortisör için çok büyük bir artı. MTBTR’de Yazı: Tepe İnişi ve Serbest sürüş Amortisörleri ve Arazi Binişi, Tur ve Yarış Amortisörleri Kadrolar hangi maddelerden yapılıyor? Bisiklet üretiminde kullanılan maddeler zaman içinde haliyle teknolojik gelişmeye paralel olarak bayağı değişim gösterdiler. Çelik, alüminyum ve giderek artan şekilde karbon bugün en çok kullanılan maddeler. Alüminyum nispeten hafif olması ve kolay işlenmesi ile bugün en yaygın kullanılan madde. Çelik / krom-molibden dağ bisikletinin ilk yıllarında en yaygın olan ve alüminyumdan daha kolay işlenebilmesine rağmen ağırlığı nedeniyle arka plana düştü. Karbon ise gerek hafifliği, gerek işleme teknolojisinin gelişmesi, gerekse esnemeye olan mukâvemeti nedeniyle giderek yayılsa da hâlâ fiyat konusunda oldukça cep yakıyor. MTBTR’de Yazı: Bisiklet Üretiminde kullanılan Maddeler ve Karbon Kadro Üretimi ve Diğer Maddeler | Karbon kadro: Scott Scale | Arka süspansiyon tipleri nerede farklı? En yaygın arka süspansiyon tipleri tek eklem, dört eklem ve çok eklem. Genel olarak arka süspansiyon tasarımlarının ne kadar değişseler de tek bir hedefi var: O da çekiş ve fren sistemlerinden gelen ivmeleri bertâraf ederek bu etkilerden tamamen bağımsız çalışan bir süspansiyon sistemi geliştirmek. Bütün değişik arka süspansiyon tasarımları bu yöne çalışıyorlar. MTBTR’de Yazı: Çift Süspansiyon tasarımları ve Arka Süspansiyon Teknolojileri | Santa Cruz VPP arka süspansiyon | Hangi vites sistemine ihtiyacım var? Vites sistemi seçimi bisikletin ne kadar yoğun ve hangi sahalarda kullanıldığına bağlı olarak değişen bir seçim. Aşağıdaki çizelgede de gözüktüğü üzere sportif bir dağ bisikletçiliği için üç aşağı beş yukarı Shimano Deore veya SRAM SX5 sınıfından giriş yapmak gerekiyor. Giriş sınıfı demek kötü demek değil, Deore donanımı ile binlerce km hiç sorun çıkmadan bisiklet sürmek mümkün. Donanımlar profesyonel yarış seviyesinde, Shimano XTR ile SRAM X-0 modellerinde son buluyorlar. Vites sistemleri arasındaki fark fiyat, ağırlık, uzun ömür ve zor şartlarda çalışma konforunda kendini gösteriyor. | Vites grupları | MTBTR’de Yazı: Vites Sistemleri, Matematik, Ön ve Arka Vites ve Ergonomi ve Vites Elcikleri Disk fren mi jant freni mi? Yıllardır bisikletlerde gayet güvenilir bir şekilde çalışan V-frenler şimdi durup dururken kötüleşmediler elbette. Öte yandan zaman içinde arabalarda kampana frenlerden disk frenlere geçilmesi gibi bisikletlerde de giderek yayılıyor disk frenler. Özellikle dozaj konusundaki üstünlükleri, hava şartlarından etkilenmemeleri ve hidrolik disk frenlerin hidrolik sistemlerinin artıları gerçekten fren kullanımında önemli noktalar. Buna mukâbil V-frenlerde veya Magura’nın hidrolik jant freni HS serisi de bilhassa bakım gerektirmemeleri, yani dağ başında hiçbir sorun çıkarmayacak olmaları, hafiflikleri (V-frenler) ve nispeten ucuzlukları ile pek çok durumda fazlasıyla yeterli olmaları nedeniyle hâlâ tutulan ve tutulmaya devam edecek sistemler. | Hidrolik disk fren | MTBTR’de Yazı: Jant Frenleri, Disk Frenler ve Fren Çeşitleri Arasında Karşılaştırma | Jant frenine örnek: V-fren | Kadro donanımında nelere dikkat etmeliyim? Kadro donanımı, yani sele, sele borusu, gidon, gidon boğazı gibi öğeler ilk bakışta hiç dikkat çekmeseler de „bisiklet üzerindeki mutluluk“ söz konusu olduğunda çok önemliler. Gereğinden dar bir gidon, uzun bir gidon boğazı vs. bir iniş esnasında bisikletin kullanımını fazlasıyla zorlaştırabilir. Kadro boyu doğru ise sürüş özellikleri doğrultusunda gidon boğazı 90-120mm arasında değişebilir. Gidon boğazının kullanımdaki etkisi bu yazının giriş kısmında bağlantısını verdiğimiz Kadro Geometrisi yazımızın sonunda da etraflıca anlatılıyor. Gidon eni uzadıkça bisikletin çevikliği kaybolurken kontrol kolaylaşır. Düz |
No comments:
Post a Comment